Kategori: Çocuk Gelişimi

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun

Birçok alışkanlıkların çocuklara kazandırılması için mutlaka doğru eğitim verilmelidir. Özellikle sorumluluk duygusu bilhassa çocuklarda ilk yıllardan başlayarak artarak geliştirilmelidir.

Anne babaların şikayetçi olduğu noktalar hep belli başlı sorunlardır. Örneğin ödevini yapmamış, eşyalarını ve odasını toplamamış, okul çantasını hazırlamamış olan çocuklar veya dışarıdan geldiğinde ellerini yıkamayan, yemekten sonra dişlerini fırçalamayan çocukların sergilediği bu tarz davranışlarıdır. Bu çocuklar aynı zamanda sorumluluk duygusu da gelişmemiş çocuklardır. Sorumluluk, kişinin kendi davranışları ve kendi yetki alanına giren olayların sonuçlarını üstlenmesi, bu konuda hesap vermeye razı olması ve kendi üzerine düşen görevleri yerine getirmesi demektir. Bu duygunun çocuğa doğru eğitim ile aşılayıp alışkanlık kazandırılması gerekmektedir.

Bu duyguyu kazanamamış olan çocuklar ailelerine bağımlı yaşar halde olurlar. Bu durum her açıdan zorluk yaşamasına sebep olacaktır.

2 Yaş Kritik Dönem

Çocuklarda eğitim anne karnında başlar. 2 yaşında ise benlik duygularında gelişme başlar ve artık her şeyi kendileri yapmaya çalışırlar. Kendileri yemek ister su içmek ister vs. işte sorumluluk duygusunun gelişmesi için doğru zamandır. Kendi işlerini yapmaları için onlara fırsat vermelisiniz.

Bırakın Hatalarını Kendileri Telafi Etsinler 

Anne-babaların en çok kızdıkları noktalarda durup düşünüp doğruyu yapmaları gerekmektedir. Mesela su içerken bardak kırdılar ise kızıp bağırıp aynı zamanda da ortalığı temizleyen siz olmamalısınız. Çünkü çocuk bir hata yapmış ve hatasını telafi fırsatı ona vermek de siz ebeveynlere düşer. Bu yüzden bağırmadan yanlış olduğunu dile getirip yardımlaşarak beraberce toplayarak temizlemelisiniz. Bu tarz durumlardaki sizin olumlu yaklaşımlarınız çocuğunuzun sorumluluk duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Sorumluluğun Altın Kuralı

Sorumlulukta altın kural şudur ki; sorumluluk ya orta da olmalıdır,  ya da kimin üzerine düşüyor ise o yapmalıdır. Çünkü aynı anda iki kişide sorumluluk olmaz. Mesela dağılan çocuk odasını ya anne toplar, ya da çocuk. Veya okul çantasını ya çocuk hazırlar ya da baba. Eğer ki sürekli biz yapar isek çocuk artık farkına varamayacak sorumluluk bilincini aklından tamamen çıkarmış olacaktır. Bu yüzden bu tarz ve benzeri durumlarda sabırla çocuklarımızın sorumluğunu anlamasını beklemeliyiz.

Eleştiri, Sorumluluğu Öldürür

Altın kuralda ki örneğimizden yola çıkarak örneklendirir isek; odayı toplayan çocuk ise beğenmesek veya tam yapamamış olsa da çocuğa olan tepkimiz onu cesaretlendirici şekilde olmalıdır. Asla şevkini kırıcı cümleler kurmamalıyız o zaman sorumluluğunu yerine getirememiş olmanın eksikliğini yaşayarak sorumluluk almaktan kaçınabilir. “bu nasıl toplamak böyle olmamış “ yerine “ hm ilk deneme için oldukça iyi toplamışsın.” Denmelidir. Unutulmamalıdır ki sorumluluk duygusu gelişen çocuklar yetiştiğinde ailelerimiz ve ülkemiz daha hızlı kalkınacaktır.

Çocuğunuz Tembel mi?

Çocuğunuz Tembel mi?

Ders çalışmayan çocuklara en çok yakıştırılan laflardan bir tanesi de tembel kelimesidir. Her fırsatta çalışmayan çocuğunuza çok tembelsin, tembel olmasan notların iyi olur, senin şundan neyin eksik?Gibi yakıştırmalara maruz kalır çocuklar. Çocukların günümüzde en çok vakit geçirdikleri teknolojik aletler olan bilgisayar ve cep telefonunu elinden aldığımızda çalışacağı kanısına varırız hep.

Her ne kadar zorla ellerinden alsak da bir türlü çalışmaya ikna edemeyiz. Aslında bu durumun temelinde dikkat eksikliği olabilir. Bu gibi çocuklar ders çalışırken hemen sıkılmakta ve kendisini hemen oyuna vermektedir. Size ders çalışırken olsun, sınavlarda ki başarısızlıkları olsun bu gibi durumlarda tembel yaftası vurmanız yanlış olabilir. Çabuk sıkılan ve dikkati dağılan çocuklarda görülen durumlardır bunlar.

Eğer çocuklarınızda ki dikkat eksikliğini giderebilirseniz daha iyi ders çalışmaya başlar ve sıkılmaz. Bu gibi durumlarda çocuklarınız ile iletişime geçmeli ve onların sıkılmasına neden olan sebepleri öğrenmeli hatalarını düzeltmeye çalışmalısınız.

İçi sıkılan, dikkati dağılan, dersten kopan, kafası başka konulara giden çocuk bu gibi durumları okulda da yaşamaktadır. Eğer çocuğunuzun öğretmeni çocuğunuzun dersi dinlememesinden ve derste dalıp gittiğinden yakınıyorsa bu saydıklarımız tamamı ile bu çocukta geçerlidir. Peki ama dikkat eksikliğini nasıl giderirsiniz.

DİKKAT EKSİKLİĞİ NELERDEN KAYNAKLANIR?

Çocuğunuzda ders çalışma sorunu ve ödev yapamama derste öğretmenini dinlememe gibi durumlar söz konusu ile büyük ihtimal dikkat dağınıklığı yaşamaktadır çocuğunuz.Bu durumlarda tek çare ilaç kullanmak değildir tabi ki. İlaç kullanmanın dışında  dikkatini artırmaya yönelik uygulamalara yönelebilirsiniz.

Dikkat dağınıklığını önlemek için hangi seviye de olduğunu öğrenmekle başlayın işe daha sonra dikkat dağınıklığını önlemek için çeşitli uygulamalar yapın. Bunun için bir uzmandan yardım isteyebilirsiniz. Bazı testler yaparak çocuğunuzun durumunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bazı test ve uygulamalar sayesinde dikkat dağınıklığı önlenebilmektedir. Ama tüm bunları yaparken çocuğunuza kırıcı sözler sarf etmeyin. Özellikle tembel kelimesi çok hassas bir kelime olduğundan bu kelimeden uzak durun. Aileniz ile mutlu mesut bir hayat geçirmeniz dileği ile okul hayatınızda başarılar…

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun
Çocuklarınıza teknoloji konusunda sınır koymanız üzerinde duran araştırmacı doktorlar Çocukların doğumlarından itibaren ilk 3 yıl kesinlikle teknolojiden uzak tutulması gerektiğini vurguluyor.

Burada ebeveynlere düşen görev kararlı ve tutarlı davranarak, çocuklarının teknoloji ile aralarında sınır koyması tabi bunu yaparken çocuklarının tepkilerini de ölçmeleri gerekmektedir.Eğer çocuklarınız teknolojik aletleri ellerinden aldığınızda mutsuz oluyorsa ve bırakmak istemiyorsa onu üzmeden bunu yapmaya çalışmalısınız.

Uzmanlar ebeveynlerin çocukların hayatlarında ilk 3 sene teknolojiyi mümkün olduğunca uzak tutmaları gerektiğinin üzerinde durdur. İlk 2 yıl çocukların kişisel gelişimleri açısından çok önemli olduğundan duygusal ve dil gelişimlerinin olumsuz etkilenmemesi için teknolojiyi kesinlikle uzak tutmalısınız.2 yıldan sonraki dönemlerde ise okul öncesi dönemi dediğimiz 2-6 yaş arasında mümkün olduğunda en aza indirmelisiniz 3-4 yaşına kadar bu çok nadir olmalı daha sonraki yıllarda ise günlük 10-20 dakika ile sınırlandırılmalıdır. Bunu da ödül ceza gibi uygularsanız daha başarılı olursunuz. şöyle düşünün çocuğunuz istediğiniz bir davranışı sergilediğinde ona ödül olarak teknolojik aletleri kullanmasına izin verirseniz çocuk sürekli olumlu şeyler yapacak ve ödülünü sürekli almaya çalışacaktır bu da onun iyi bir birey olmasını sağlayacaktır.

Bunların yanı sıra çocukların okul öncesi dönemlerde izlediği çizgi filmleri de siz özenle seçmeli hatta birlikte izlemelisiniz. Bazı çizgi filmleri şiddet ve korku içerdiğinden bunları değilde eğitici ve eğlendirici çizgi filmleri tercih etmelisiniz.

Elektronik cihazların radyasyon yaymasını engellemek için

  • Evinizde tercih ettiğiniz internet ağının kablosuz değilde kablolu olmasını sağlayın.
  • Çocuklarınızın uyudukları alanlarda cep telefonu ve televizyonun açık olmamasını sağlayın.
  • Yakından izlenen televizyonun çocuğa zarar verdiğinden dolayı buna izin vermeyin.
  • Özellikle yattığınız alanlardaki televizyonları kapatmalısınız. Televizyonunuz kapalıda olsa enerji aldığında radyasyon yaymaktadır.
  • 15 yaşından küçük çocuklarınıza cep telefonu vermeyin. Bunun sebebi 15 yaş altı çocukların radyasyona daha çok maruz kalması. Cep telefonu kullanırken kulaklık kullanmaya özen gösterin ve kesintisiz ve uzun süreli konuşmalardan kaçınılmalıdır.
  • Eğer çocuklarınız tablet ve bilgisayar kullanıyorsa kucaklarına almalarına izin vermeyin ve masada kullanmalarına izin verin.
  • Wifiyi kullanmadığınız zamanlarda kapalı konuma getirmelisiniz.Bu sayede ev içinde radyasyon oranını azaltırsınız.

Ruh Halinize Göre Film Tercihiniz Ne Olmalıdır?

Ruh Halinize Göre Film Tercihiniz Ne Olmalıdır?
Film izlemek boş vakitleri değerlendirmek ve aileniz ile güzel anlar paylaşmak için güzel bir fırsattır. Özellikle çocuklarınız ile güzel filmler seçebilir ve hoş dakikalar geçirebilirsiniz. Çocuklarınız ile film izleyecekseniz onları iyi tanımalı ve ruh hallerini de iyi bir şekilde bilmelisiniz. Bu şekilde film izlemek için en ideal anı yakalayabilirsiniz.

EY RUH, HADİ FİLM İZLEYELİM!

Boş zamanlarımızı değerlendirmek adına ilk başvurduğumuz yöntemlerdendir film izlemek. Ama hemen hemen nereden baksanız izleyecek film bulma süresi hepimiz için bir filmin süresine eşit olabilmekte çoğu zaman. Hatta öyle ki arama motorlarına “film tavsiyesi” diye yazmayanımız yoktur aramızda.

Film izlemek öyle sıradan bir hobi gibi görünebilir aslında ama film tercihimizi yaparken ruh halimize göre hareket etmemiz zamanımızın daha verimli geçmesini sağlayacaktır. Öyleyse sorumuz şu: Ruh halinize göre film tercihiniz ne olmalıdır?  Sevgilinizle tartışmışsanız ve morailiniz yerdeyse romantik bir aşk filmi;

patronunuz canınızı sıktıysa dram… Hepsi yanlış tercih olacaktır. Eğer film tercihinizde ruh halinize paralel olan bir film teması belirliyorsanız hata yapıyorsunuz demektir. Sevgilinizle tartışmışsınız ve halihazırda depresyonun dibindesiniz ya da iş yerinde işler yolunda gitmedi diyelim. Eve geldiniz film izleyip rahatlamak istiyorsunuz. Ama öyle bir film açıyorsunuz ki baş roldeki aşıklar bir türlü kavuşamıyor ya da dünya savaşının ortasında dağılmış bir aile dramı söz konusu. Bunun adı depresyona depresyon katmaktır. Bu gibi pesimist bir ruh hali içerisindeyseniz gerçek dünyadan biraz uzaklaşmanızda fayda var. Fantastik ögeler içeren filmler önceliğiniz olmalı. Devler, ejderhalar, vampirler… Gerçek hayatın sıkıcılığı içerisinden 2 saat kadar sıyrılmak size iyi gelecektir.

Filmlerin içeriği, oyuncuları, kurgusu hepsi izleyici için ayrı önem taşır. Ama en kötü filmden en şahane filme kadar izlediğiniz her film sizin ruhunuza bir yerlerden dokunur. Öyleyse duygularınızı dinleyerek onları geriye değil pozitife yönlendirecek filmleri tercih ederseniz ve alışkanlık haline getirirseniz ” Ruh Halinize Göre Film Tercihiniz Ne Olmalıdır? ” sorusuna her daim cevap aramak zorunda kalmaksızın kendinizi tanımış olursunuz.

Bebek Odası Dekorasyonları Nasıl Olmalı?

Bebek Odası Dekorasyonları Nasıl Olmalı?
Bebeklerinize hazırlayacağınız oda dekorasyonu onun kişisel gelişimi ve sağlığı için çok önemlidir. Bebek bekleyen veya bebek sahibi olanlar, 2016 bebek odası dekorasyonu nasıl olacak, nelere dikkat edilmeli diye merak ediyorsanız o zaman size aktaracağımız bilgiler işinize yarayacaktır.

2016 bebek odası dekorasyonu dendiğinde aklınıza hepimizin alıştığı ”kız odası-pembe, erkek odası-mavi” standartları gelmesin.Bu kalıplaşmış düşünceleri bir kenara bırakmalısınız. Diğer odalarınızda nasıl dekorasyon konusunda hassassanız bebek odalarında da dikkat etmelisiniz. Evin her odası için dekorasyon önemli olduğu gibi bebek odası için de bu geçerlidir.

Bebek odası deyip geçmemek gerekir. Çünkü bu alana alacağınız her dekor ilk önce bebeğinizin sağlığı ve güvenliğini sağlamalı. Duvarlarda kullanılan boya veya duvar kağıtları özenle seçilmeli ve antialerjen olmalıdır. Bebeğinizin gözünü yormayacak ve daha huzurlu olmasını sağlayacak renklere yönelin. Bebek odası yapı malzemelerinde su bazlı boyalar daha sık kullanılır, odanın belirli yerlerine kilit sistemi uygulanılır.

Bazı dekor süslerini bebeğinizin elinin ulaşamayacağı yerlerde kullanmanız gerekir. Cam malzeme kullanılacaksa mutlaka darbeye devamlı olan lamine cam kullanmak lazım. Dekorasyonda en önemli noktalardan biri de mobilya seçimidir. Kesinlikle sivri uçlu mobilya ve malzemeler kullanmayınız, metal içerikli malzemelerden uzak durmanız gerekir. Çocuklarınızın sağlığı ve yaralanma riskini azaltmak için bu uygulamaları uygulamalısınız.

Bebek odalarında fazla ayrıntıya girmemeli ve eşyaların bir bütün olmasına dikkat etmelisiniz.Dağınıklığın önüne geçmek için oyuncakları için bir bölüm yapabilirsiniz. Bu sayede gelen hediyeleri de o kısımlara koyabilirsiniz

Bebeğinizin herhangi bir maddeye karşı alerjisi varsa ürün satın almadan önce bunu mutlaka araştırın, mobilyacınızdan ürünle ilgili tüm detayları (hangi tür kumaştan yapıldığı, nasıl işlem gorülduğü vb.gibi) alın. Aşırı toz toplayabilecek dekorasyon süs ve malzemelerden uzak durun. Bazen basit ve zararsız diye alınan oyuncak veya biblolar bile yıllar boyunca kendinde bakteri biriktirir ve beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Soft pastel renkleri kullanarak odaya daha ferah hava kazandırın. Bebek odası stor perdeler 2016 trendi olmadığından sade, güneş ışığını kısıtlamayacak perdeler kullanmanız tavsiye edilir.

Kendini Önemse Geleceğini Koru

KENDİNİ ÖNEMSE GELECEĞİNİ KORU

Çağlar boyunca tüm hastalıklar, salgınlar, bireysel veya toplumsal olarak yapılan ihmal, gözden kaçırma, kabullenme, yaşam koşullarına bağlı olarak önemsememe gibi basit insani duygular eşliğinde ve bulunulan zamanın bilimsel geri kalmışlıklarıyla da birleşerek çığ gibi büyümüş ve tüm insanlığı tehdit edebilecek boyutlara ulaşabilmiştir.

Otizm günümüzde farkındalığı yüksek sosyalleşerek yaygınlaşmış hatta kurumsallaşabilmiş duyarlı insan toplulukları ve aileler sayesinde çaresizliğe mahkûm değildir.

Otizm nasıl önlenir sorusunun cevabı tek bir cümlede birleşemez tüm toplumun duyarlılığı ailelerin ve kurumların deneyimleri paylaşılarak ve toplumun tüm katmanlarına devlet ve tüm sosyal ağların yaygın gücü kullanılarak yapılacak bilgi paylaşımıyla önlenebilir tedavi edilebilir ve otizmde bir gün insan ırkının galip geldiği eski çaresizlikler arasında yerini bulabilir.

Otizm anne karnında başlayıp yaşam koşullarıyla vücut bulan beyin duyarlılığından kaynaklanan bir hastalıktır. Aileden gelen genetik özelliklerle taşınmakla birlikte ana rahmindeyken yaşanan tüm olumsuzluklar bebeğin beyin duyarlılığına yol açabilir.

Bunların başında stres ve beslenme yanlışlıkları başta gelir anne yanlış beslenmeyle ağır metallerin vücuduna girmesine ve bebeğe istemeden zarar vermeye başlamış olabilir. Hamilelik öncesi yapılan bir grip aşısı örnek olarak gösterilebilir bu yolla stres hormonlarıyla aşıdaki ağır metaller birleşir ve direkt olarak otizme neden olabilir.

İlk önlem olarak yapılması gereken annenin ağır metal temizliği yaptırmasının gerektiğini söyleyebiliriz. Böylece önlem alınması için ciddi bir zaman kazanılmış olur tedavi için tanı şarttır. Diğer bir önemli konuda beslenme maalesef G.D. O’ lu gıdalar ekonomik hayatın içinde olmasını istemediğimiz halde karşımıza direk ya da dolaylı olarak çıkabiliyor.

Bu devlet politikalarıyla direk alakalı olduğundan tek yapabildiğimiz aldığımız gıdaların üzerine bakarak içinde ne olup olmadığını kontrol etmek olabiliyor. Doğal beslenme yollarını kullanmaya çalışmak mümkün olduğunca doğal gıdalarla beslemek ve beslenmek oldukça önemlidir.

Bütün bunların yanında mutlaka spor yapmak da düzenli ve sürekli yapılan tüm faaliyetler gibi işe yaramaktadır zinde sıhhatli sağlıklı beslenen bireyler olmak aile içi davranışlarımıza da biz farkında olmasak dahi yansıyacaktır.

Otizm çaresini sağlıklı yaşam ve tecrübelerin birbirimize aktarılmasıyla bulacak davranışlarımıza dikkat ederek önyargılı yaklaşımları dışlayıp olması gerektiği gibi yaşayan ve yeni doğacak olan tüm insanları düşünmek herkesin yaşam hakkına sahip çıkmak saygı duymak aslında en kuvvetli ilaç ve tedavidir. Herkesin yaşam hakkına saygı duyulduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle otizm konusunda duyarlı olmak hepimizin insani görevidir bunu unutmayalım lütfen.

Korkularınızı Yenmek İster Misiniz?

Korkularınızı Yenmek İster Misiniz?

Çoğu insanların birçok bilinmedik ve bazen komiğimize giden ciddi korkuları vardır. Bu korkuları onlar için yenmek çok zordur. Sizler için korkularınızı nasıl yenersiniz ile ilgili birkaç bilgi aktararak hayattan daha fazla keyif almanızı sağlayacağız. Bazen bazı insanlar bu korkularının hiç geçmeyecek korkusunu da farkında olmadan taşımaktadırlar. Oysa ki bu durumu tam tersine çevirebilirsiniz. Size vereceğimiz bu bilgileri uygulamak elbette sizin için kolay olmayacak fakat ileri ki günler de ne kadar etkili olduğunu görmüş olacaksınız.

Korkmak bazen yararlı olduğu gibi çoğu zaman zararlı sonuçlar doğurmaktadır. Bizi bazı tehlikelerden koruduğu gibi bazende deli cesaretiyle ya da Pippa Bacca cesareti ve inanç masumiyetiyle etrafta her şeye açık olarak gezmemizi engelleyebilir. Korkan insan her şeye şüpheci yaklaşırsınız. Korkan kişilerde ürkeklik meydana gelir zamanla. Bu korkularınız ile baş başa kalmak zorundasınız yenmek için üzerine gitmelisiniz. Özellikle çocuklarda görülen korkuların yenilmesi için ailenin tutumu da çok önemlidir. Sırf çocuğunuz korkuyor diye bir şey yaptırmak için korkularını kullanmayın bunun yerine ona destek olun ve korkularını yenmesini sağlayın yoksa ileri de kalıcı sorunlara yol açabilir bu durum.

Korkularınız ile nasıl başa çıkacağınıza göz atalım. Öncelikle korktuğunuz şeyin farkına varmanıza istiyoruz eğer ki farkına varmazsanız , ileri ki adımlar bir işe yaramayacak ve üzerinde herhangi bir etkimiz olmayacaktır. Eğer neyden, nasıl ve ne kadar korktuğunun farkına vardıysan şuanda birinci adımı atlamış oluyorsun çünkü korkun ile yüzyüzesin. Korkunuz ile karşı karşıyasınız ve bunu tartın korkunuz sizden daha mı büyük daha mı küçük? Derin bir nefes alarak adımlarına devam et.

Şuanda korkuna odaklanmanı istiyorum. Bu korkunu tetikleyen nedir? Bunun cevabını bul. Ardından kendini sabitle ve ”Bunu yapabilirim” cümlesini kesinlikle hafızandan silme. Devamlı tekrar et. Aklındaki bu korkunu sana söyelediğim cümleler ile bastır. Kafandaki korkuları yenik düşür. Ondan daha büyük ve daha güçlü olduğuna inan ve bu etkiyi kendi üzerinde bırak

Ve tebrikler korkunu gerçekten yenmeyi başarabildin.

Fiziki Güvenlik Hizmeti Hakkında Bilmeniz Gerekenler

DAHA GÜVENLİ BİR DÜNYA İÇİN FİZİKİ GÜVENLİK HAKKINDA BİLMEMİZ GEREKENLER

 Güvenlik deyince aklımıza ilk gelen olgu fiziki güvenliktir. İnsan var olmaya başladığı günden buyana kendini hep güvende hissetme güdüsüyle dolup taşmıştır, işte bu noktada oluşan güvenlik çeşitlerinden olan kavram fiziki güvenliktir.

İnsanlar ilk andan itibaren bu yana çevrede ki tehdit algılarını ve kendilerine tehdit olabilecek bütün konuları tespit etmiş, buna yönelikte içgüdüsü gereği önlem almaya başlamıştır. Bu insan yaşamının sonuna kadar devam edeceği bir olgudur, çünkü çevresel faktörler değişme gösterdikçe tehdit noktaları da şiddetli bir şekilde değişmektedir, bunun içindir ki bu tehditlere alınan tedbirler asla bitmeyecektir.

Fiziki güvenlik hizmeti hakkında bilmeniz gerekenler olgusuna gelince, Fiziki güvenlik zaman zaman kıymetli olanın yani nesne, kişi, düşünce gibi kavramlarla sağlanırken kimi zamanda daha sert ve çok güçlü tedbirlerle de sağlanma yoluna gidilmiştir. İlk insanlardan bu yana barınma ihtiyacı en başta olmak üzere daha korunaklı binalar, şehirler ve evler inşa edilmesiyle sosyalleşme gereği git gide büyüyen yerleşim alanlarının tedbir alımı da bir hayli farklılaşmıştır. Aslında fiziki güvenlik hizmeti hakkında bilmeniz gerekenler arasında fiziki güvenlik hizmeti ile birlikte özel güvenlik teknolojilerinin bir arada kullanılması ciddi kazançlar getirmektedir. Örnek verecek olursak elektrikli kilit sistemleri, kartlı turnikeli geçiş sistemleri, görüntülü kapı sistemleri, soygun alarm güvenlik sistemleri bunlara verilebilecek örnekler arasındadır.

Fiziki güvenlik teknolojilerini tek başına kullanmak yerine bunları düzenli bir şekilde kullanmanın yeri ayrı bir kazanç getirecektir. Tek başına kullanılmaya çalışan bir güvenlik ürününün suç oluşup suçluyu bir güzel yakalamaya yaracağını, ama oysa fiziki güvenlik hizmeti ile desteklenmeye özen gösterilirse bu teknoloji akabinde suçun oluşmasının önleneceğini dile getirmek isteriz.

Basit Bir Yemeği Nasıl Renklendirebiliriz

Basit Bir Yemeği Nasıl Renklendirebiliriz
Bazen çocuklarınız başta olmak üzere sofranın bir albenisi olmadığında yemek yerken sıkılabilir hatta iştahları bile kaçabilir. O yüzden yemek yaparken yemeğin lezzeti kadar görünümü ve sunumuna da özen göstermelisiniz. Ufak bir kaç dokunuş ile yemekleri daha güzel bir görünüme kavuşturabilirsiniz. Özellikle çocuklarınız bu yemek masalarına bayılacaklar. Göz zevki de en az yemeklerin lezzeti kadar etkilemektedir insanları.Çocuklarınızın yanı sıra eve gelen misafirleriniz de bu zengin sofralarınızda oldukça etkileneceklerdir. Bir önceki yazımızda sizlere Spor Yaparken Alınması Gereken Önlemler hakkında bilgilendirmeler yapmıştık o makalemize de göz atabilirsiniz

RENKLİ TATLAR

Günümüzde kadını erkeği herkes bir koşturmaca halinde. Durum böyle olunca yemek yemek ya da yapmak olayı gelişigüzel bir hal almış bulunuyor. Halbuki düşününce yemek saatleri bizim için en önemli saatlerden olmalı gün içerisinde. Tüm gün yorulmuş ve stresten bir o yana bir bu yana savrulmuşken, vücudunuzun imdat çağrısına kulak vererek güzel bir yemekle kendinizi ödüllendirin diyoruz. Güzel yemekten kasıt çok komplike bir yemek değil elbette. Sıradan bir kaşarlı tost ya da bir omlet bile sihirli küçük dokunuşlarla nasıl ana yemek profiline bürünüyor şaşıracaksınız.

Eve geldiniz ve bir hayli yorgunsunuz. Hafif ve basit bir şeyler yiyerek öğününüzü geçiştirme niyetindesiniz. Ancak basit bir yemeği nasıl renklendirebiliriz hiç düşünmemiş olacaksınız ki iki dilim ekmeğin arasına koyduğunuz peynirle akşam yemeğinizi geçiştiriyorsunuz. Halbuki dolabınızda sürekli bulunduracağınız ve saklama kaplarıyla muhafaza edeceğiniz küçük küçük doğranmış maydanoz, dere otu ya da rendelenmiş havuç, çeşit çeşit baharat, afili şekilde doğradığınız salatalıklar, domatesler eşliğinde o sıradan tost hem lezzetli hem sağlıklı hem de gözünüze hitap edecek bir hal alabilir. Tam da siz bütün gün yorulmuş ve en iyisini hak etmişken imdadınıza koşabilir.

Bu ufak dokunuşlar ya da renklendirmeler ani bir misafiriniz geldiğinde de çok işe yarayacaktır. Bir dilim ekmeğin üzerine damlatacağınız birkaç damla zeytinyağı ve renkli baharatlarla müthiş bir aperatif yapabilirsiniz mesela. Basit bir yemeği nasıl renklendirebiliriz diye soranlara son cevap dolabınızda her daim yeşilliklere ve baharatlara yer vermeniz. Bol renkli yemekler ve iyi günler…

Spor Yaparken Alınması Gereken Önlemler

Spor Yaparken Alınması Gereken Önlemler

Sağlıklı bir yaşam için spor yapılması gerektiği daha ilkokuldayken öğretilmeye başlanır. Zihin sağlığının ve beden sağlığının korunması için insan yaşamında önemli bir yeri vardır spor yapmanın. Spor yaparken birçok insanın yaralandığı veya sakatlandığı dikkate alınması gereken bir gerçekliliktir. Peki nelerdir spor yaparken dikkat edilmesi gereken konular?

Öncelikle yapılan spora göre kıyafetler edinilmeden spor yapılmaya başlanmamalıdır. Örneğin boks yapacaksanız eldivensiz, dişliksiz ve koruma başlığı olmadan asla boksa başlanmamalıdır. Veya bisiklete binilecekse, bisiklet kıyafetleri, dizlik, kolluk ve kask olmadan spor yapılmaması gerekmektedir.

Spor yaparken kullanılan malzemelerin gerekli standartları taşıması gerekmektedir. Örneğin halı sahada futbol oynanacaksa ayakkabıların zemine uygun seçilmesi gerekmektedir. Veya oyun oynarken kullanılan topun havası uygun standartlarda olmalı, çok sert veya çok yumuşak toplar tercih edilmemelidir. Sert top seçiminde yüksek hızla gelen top vücudun zarar görmesine neden olacağı gibi, düşük havalı top ise gereğinden fazla efor sarf edilmesine neden olacaktır. Bu da erken yorulma ve kendini zorlamanın getirebileceği ortopedik rahatsızlıklara yol açabilecektir.

Yapılacak sporun standartlarına uygun olmayan ortamlarda spor yapılmamalıdır. Örneğin, futbol maçı için basketbol sahası kullanılmamalıdır. Bu hem ortama zarar verilmesine neden olacak, hem de spor yaparken gereksiz efor sarfiyatı ile düşme durumunda yaralanmalara, hatta vücut kemiklerinde kırılma ve çıkmalara neden olabilmektedir.

Gerekli ısınma hareketleri yapılmadan kesinlikle spora başlanılmaması gerekmektedir. Isınma hareketleri yapılmadan spora başlanması kas yırtılmaları, kramp, eklem ağrıları gibi rahatsızlıkların müsebbibi olabilmektedir.

En önemli noktalardan birisi birlikte yapılan sporlarda partnerlerin seçiminin dikkatli yapılması gerekmektedir. Spor yapanların, yapılacak olan sporun kurallarını bilmesi, sporu spor için yaptığının farkında olması ve sporun bir mücadeleye dönüştürülmemesi gerekmektedir. Gereksiz hırslara mağlup olan partnerler birbirlerinin sakatlanmasına neden olabilmektedir. Başka bir konu ise spor yapılacak zamanın vücut şartlarına göre ayarlanması gerekliliğidir. Vücudun kaldırabileceğinden daha fazla süreli spor yapmak, uzun süre yorgunluğun atılamamasına ve kas ile kemik rahatsızlıklarının ortaya çıkmasını sağlayabilmektedir.

Spor yaparken unutulmaması gereken en önemli kural, sporun spor için yapılması gerekliliğidir. Beden sağlığını korumak ve vücut direncinin artırılması için yapılması gerekirken, vücut sağlığından olmamak gerekir.

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun

Sorunlu değil, soru(m)lu çocuk olsun Birçok alışkanlıkların çocuklara kazandırılması için mutlaka doğru eğitim …

Çocuğunuz Tembel mi?

Çocuğunuz Tembel mi? Ders çalışmayan çocuklara en çok yakıştırılan laflardan bir tanesi de tembel kelimesidir. …

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun

Çocuklarınızı İlk 3 Yıl Teknolojiden Uzak Tutun Çocuklarınıza teknoloji konusunda sınır koymanız üzerinde duran …